Fashion

recent

Studio Ghibli'den Göz Yaşartan Bir Film: Marnie Oradayken

marnie-oradayken

Uzun zamandır sürpriz finaliyle beni bu denli etkileyen bir animasyon filmi izlememiştim. Marnie Oradayken, içinde birçok duyguyu abartıya kaçmadan barındıran, mutlaka izlemeniz gerek dediğim filmlerden...

Allah tependen baksın Studio Ghibli! İyi anlamda söylüyorum tabii ki. Adamlar ne yaparsa yapsın öle bayıla izliyorum. Son filmleri Omoide no Mānī (Marnie Oradayken) ile beni yine duygudan duyguya sürüklemeyi başardılar. Filmin sonunda ise yine gözler şelale...

marnie-oradayken

Severek takip ettiğim Zihin (gerçek adı ne acaba, merak edip de sormadım hiç iyi mi?), blog'u Zihnin Arka Sokakları'nda yazmıştı. Ben de yorum olarak bugün izlemem gerek demiştim ama ünlü bir çocuk romanından uyarlanan filmi birkaç gün rötarlı izleme fırsatı buldum.

Başkahramanımız Anna, astım hastası ve fazlasıyla içine kapanık bir kız. Kimse beni sevmiyor kafasında bildiğiniz ergenlerden değil, biraz melankolik bir havası olan, geçimsiz ama kötü niyetli olmayan değişik biri. Yapmaktan en keyif aldığı şeyse resim yapmak. Bir gün yine krize girince üvey annesi, kız toparlansın, bir kendine gelsin diyerek havası temiz, sahil kenarı bir kasabada yaşayan akrabalarının yanına gönderiyor Anna'yı. İşte, ne olup bitiyorsa bu kasabada oluyor. Anna'nın bataklığın kenarındaki gizemli evde tanıştığı Marnie, kızın bütün hayatını değiştirmeye başlıyor...

Dürüst olmak gerekirse film iyi başladı ama başlarda beni biraz olsun sıkmadı değil. Ama sonra hızla toparlamayı da başardı. Anna'nın hastalığının üzerinde, olayı dramatize edecek derecede, suyunu çıkartmadan çok durulmamış, iyi de olmuş. Zira asıl konu hastalığın çok çok üzerinde bir öneme ve etkiye sahip. Bir itirafta bulunayım, izlerken dedim bu Anna lezbiyen midir nedir, Marnie'yi bu denli seviyor, Marnie sarılınca yanakları kızarıyor falan... Tabii ortada böyle bir şey yok. Benim içim fesattır biraz.

“Bu dünyada çıplak gözle görülemeyen sihirli bir daire var.”

marnie-oradayken

Aslında gönül buraya her şeyi uzun uzun yazmak, anlatmak istiyor ama anlatırsam da "spoiler" olur işin büyüsü kaçar diye korkuyorum. O yüzden izleyin pişman olmazsınız diyeyim. Bir de sonu beni fena etkiledi, bu kadarını beklemiyordum açıkçası.

Filmin yönetmeni Hiromasa Yonebayashi'nin Marnie Oradayken'den başka Studio Ghibli'den çıkmış hemen hemen tüm filmlerde o ya da bu şekilde emeği var. İyi film seyretmek istiyorsanız eğer Ghibli filmlerine bir göz atın derim.

Marnie Oradayken'in, 88. Akademi Ödülleri, 2016 Oscar yarışında en büyük rakibi Inside Out. Büyük ihtimalle Oscar'ı Inside Out'a kaptıracak ama gönüllerin Oscar'ını da sen kazandın be Marnie!

4 yorum

  1. Ben de Zihin'in blogda gördüm hala izleme fırsatım olmadı. Ama şimdi filmi indirmeye başladım. Tamamlanırsa şayet (fiberleniyoruz ya malum, internet hızı uçuşta) bu gece izlerim herhalde. Çok merak ettim filmi. :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İndirmeden izliyorum ben. Fiber falan hikaye inanmıyorum ben aahaha. :D Filmin sonu fenaydı, ben şok sonunda. :D

      Sil
  2. Ah o final yok mu.. Gerçekten kıymetli bir film daha yapmışlar. Stüdyo Ghibli yine şaşırtmadı :) Beğendiğine de ayrıca sevindim. Fesat değilsin merak etme. Bir an ben de "Allah Allah neler oluyor" demiştim :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Final düzgün olmasa yerden yere vuracaktım filmi. Başlarda sıkıldım ama dediğim gibi final kurtardı. Fesat olmadığıma sevindim, abartmışlar sevgi olayını. :DD

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.